22 Eylül 2009 Salı

Hayat dersi no:4

Don't mess with The Universe. Just don't.

18 Eylül 2009 Cuma

Erkek milletinden neyimiz eksik? Magic cone!

Yıllar önce haberini duyduğumu hatırlıyorum bu mucizevi icadın. Merak etmiştim "Nasıl olacak ki bu?" diye. İstanbul dönüşümde dinlenme tesislerinden birinde hijyenik ped otomatının yanında bu cismin de otomatını görmemle birlikte "Demek sonunda kullanıma geçti" demem bir oldu. Ne var ki ürün tükenmiş olduğundan edinip merakımı gideremedim. Yakında bizim eczaneye de düşmesini umuyor, heyecanla bekliyorum. Tabi bununla birlikte gündeme gelecek "Peki bundan sonra bayan tuvaletlerinde de pisuvar olacak mı?" gibi muhtemel soruların cevaplarının ekranlarda tartışılacağı zamanı da ayrı bir heyecanla beklemekteyim. Ortalık bi' durulsun da, buna da sıra gelir elbet.

Peki İstanbul nasıl geçti? Ev mev maceramı anlatmayacağım ama İtü'ye baya bir sövesim var. Aylardır akademik takvimde yayınlanan kayıt yenileme tarihinin son günü bugün. Guess what? Para yatıramıyoruz! Uolp'ların kayıt yenileme süresini 2 Ekim'e kadar uzatmışlar gerçi ama başlangıç tarihi 14 Eylül olmasına rağmen hala iş bankasında sıra bekleyen, amacına ve İtü'ye ulaşamayıp Ayazağa yollarını tutmak zorunda kalan arkadaşlarım var. Peki bu çözüm mü? Tabi ki hayır. Kimse bizim kayıtlarımızın ne zaman başlayacağını bilmiyor. Bense bir pazartesi günü 10 saatlik yolun ardından sabahın ilk saatlerinde bankaya ilk giren insan olarak bankacı kadından "Yok böyle bir öğrenci" lafını duyacak ne yaptım merak etmekteyim. İtü artık uolp öğrencilerini de adam yerine koysa baya bi' sevinebilirim.

Bunların dışında eve eşya almaca, Nuri amcayla tanışmaca, kaküllü Burcu, saçı uzun olmayan Deniz ve gözlüklü Orhan görmece, en önemlisi de 'küçük şeylerden mutlu olmaca'lı bir kısa macera oldu iki günlük seyahatim. Şu an hastalıktan ölmek üzereyim ama olsun, gene olsa gene yaparım.

Bir de bugün nezlemin ilk günü olmasına rağmen şahane araba kullandım ayıptır söylemesi. Hocam "100 bile alırsın, hayırlı olsun ehliyetin" dedi. Sevindirik oldum. Aman nazar değmeye.

12 Eylül 2009 Cumartesi

Çünkü ben ne zaman Maslak'a gitsem yağmur yağar.

Sıcak evimde İTÜ'de ders seçimini bu kadar büyüten zihniyete kapak bir şekilde ders kayıt işlemimin 3 dakikamı alması ve yatıp uykuma kaldığım yerden devam edebilmem sebebiyle içinde bulunduğum şaşkınlıkla vakit öldürüp, bir yandan da ders programında sorun olan arkadaşlarıma yardım ederken birden herkesten yağmur nedeniyle eve hapsolma şikayetleri yükselmeye başladı. Malumunuz bu gece yatcaz kalkcaz sonra bir daha yatcaz kalkcaz(siz yatıcaksınız tabi ben o sırada otobüste oturuyor olacağım) ve ben İstanbul'a ulaşacağım. Her ne kadar hava durumu pazartesiden itibaren İstanbul'u güneşli gösterse de, Maslak ile aramızdaki sorunlu ilişki buna inanmamı engelliyor. Çünkü ben ne zaman Maslak'a gitsem yağmur yağar. Hele de şimdi tam felaket zamanı.. Zaten az vaktim var, bir de doğal afetlerle uğraşmasam iyi olur kanımca. Derdim yeterince başımdan aşkın zira.

Bugün düşündüm de, geçen sene haftada 18 dersim olmasına rağmen 2 günüm boştu. Bu senenin iğrenç programına göre her gün 3 saatlik dersler için okula gitmek zorundayım. Boş günüm yok. Yani haftada 15 saat dersim olmasına rağmen her gün kıtalar arası seyahat yapacağım! Şaka gibi!

Peki Tekstil Geliştirme ve Pazarlama gibi bir bölümle Gym dersinin nasıl bir alakası oluyor? Hakikaten tekstilcilerden daha çok merak içerisindeyim.

O değil de, Zeynep'in Amerikalı hocasının bile 650 yapabildiği, üst sınırı 677 puan olan toefl pbtde 92li bir çocuğun çat diye sınava girip pat diye 670 puan çıkarması. Kesin soruları filan çaldı bence. Ana dilim ingilizce olsa 670 yapamam yahu o ne öyle. Henüz şahsen tanışmıyoruz ama insan değilsin evladım. Bu arada, Zeynep'in sana selamı var.

11 Eylül 2009 Cuma

Hayat dersi no:3

Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.

10 Eylül 2009 Perşembe

Sen misin başkasına laf eden.

-Kaderimizde "0 kontörünüz bulunmaktadır" yazısını görmek de varmış.

-Ehliyetin yazılı sınavını üstün başarıyla geçtim. Motor:95, trafik:94, ilk yardım:83. Tebrikleri kabul etmekteyim.

-Pazartesi için heyecanlanmamak elde değil.

-Ağzında bakla ıslanmayan insanları baklaya boğalım kampanyası başlatıyorum.

-Gerektiğinde tam bir sır küpü olabiliyormuşum, bunu farkettim.

-100 yaşında insanların çocuk gibi davranması yasaklansın.

-Önümüzdeki sene için heycanlanmamak elde değil.

-Ders programları belli olmuş. Şaka gibi bir programım var. Haftanın her günü 3 saat için okula gidicem. 3 gün sabah, 2 gün öğleden sonra. Toplam 15 saat dersim var ve bu dönem boyunca perşembelerden nefret edeceğim çok açık.

-Bu ara her gün direksiyon derslerine gidiyorum. Bugün baya iyiydim, sınavı da geçerim de, gitmeden adamakıllı öğrensem iyi olacak. Unuturum gerçi ama olsun.

-Bu ara gökten zembille inecek bir ev arkadaşı arayışındayım.

-Bu blog olaylarında mim yazmayı sevmediğimi farkettim blogcum. Böyle yazınca zorlama gibi oluyor benim, güzel olmuyor. Bir tane mim var gerçi ortalıkta dolanan sevdiğim ama o da çok moda olmadı, çok yayılmadı. Bana gelmez heralde. Belki bi' gün gaza gelir yazarım kendi kendime..

-Cocobonita bana 100 maddelik sabır mimi yollamışsın. O mimi yazıp bitireni sabır taşı ilan ediyorlarmış ama ben yapamicam sanırım.. Ama bir gün beğendiğim mimi bulursan sana benden bir kavanoz gül reçeli eheh :)




-Bana Kreativ Blogger ödülünü layık gören Kare Bisküvi 'ye de ayrıca teşekkür ediyorum ama ödül gereklerini yerine getiremiyorum malesef :)

3 Eylül 2009 Perşembe

Universe'e

Sevgili Universe,

Zamanında seni ve bana söylemeye çalıştıklarını çok yanlış anlamışım.
Özür diler, teşekkürlerimi sunarım.

Sevgilerimle,

Roxanne