17 Ağustos 2009 Pazartesi

PTT mektupları kağnıyla mı getiriyor?

Bugün benim için bağımlılık halini almaya başlamış olan MSN'i hayatımdan çıkarışımın 16. günü. Tabi bıraktıktan sonra hiç de bağımlılık filan olmadığını farkettim zira hiç aramadım kendisini. Zaten kullanırken de sadece açık durmasını seviyordum, sık konuştuğum az insan vardı. Çoğu da uzaktaydı. Şimdi malum, o 'sık konuştuğum az insanlar'la bir şekilde iletişimimi devam ettirmem gerekiyordu. Eh, çoğunun telefonu olduğu için bu pek de o kadar zor olmadı. Ama bir şahıs var ki "telefon kullanmam ben" diye tutturdu. Madem o kadar ilkeliz, mektuplaşalım dedik. Ama nereden bilebilirdik ki mektuplaşmanın bu kadar uzuuuun bir süreç olduğunu? Bugün bu kararı alışımın 16. günü ve daha sadece bir kez mektup yazabildim kendisine. Tabi bütün suçu PTT'ye atmak haksızlık olur. PTT'den daha yavaş olan şahıslar bir numaralı etken bence bu yavaşlıkta..
Ben de belki daha hızlı olanlar vardır diye başkalarına da mektup yazmaya başladım. Yazma kısmını seviyorum ama cevap bekleme kısmı sinir bozucu. Postaneye gitmeye üşenenlerle de mailleşiyorum. Mail şahane bir şey aslında. Hem takır takır istediğin kadar yazıyorsun, hem de çabuk gidiyor, cevap da daha çabuk geliyor.. Ama mektubun tadı başkaymış gerçekten. Bu kararı almadan önce en son ne zaman mektup yazmıştım hatırlamıyorum ama bu geleneği yaşatmak gerekiyormuş.

Buradan 70 milyonu(!) mektup yazmaya teşvik etmek istiyorum. Çok güzel ya valla bak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder