18 Ağustos 2009 Salı

Otobüs yolcularına tavsiyeler

Uzun zamandır bu konu hakkında yazmayı düşünüyordum ama sanırım düşünmeye başlayışımdan beri hiç bu kadar canım sıkılmamış ki yazmamışım. Zira son otobüse binişim 24 haziran tarihine denk gelir. Otobüs derken, uzun yol otobüsü tabii..

Bir kere zaten kara yoluna saygısı olmayan bir insanım hep söylediğim gibi. Yani kısa yolculuklarda da otobüsten hazzettiğim pek söylenemez. Ama burada asıl değinmek istediğim nokta, uzun yolculuklardaki yol arkadaşlarıdır.

Şimdi takip edenler bilir, hayvansever bir insan değilim. Zamanında atalarımız yüzlerinde bir tiksinti ve bilmişlik ifadesiyle "Hayvan sevmeyen insan da sevmezmiş" demişler ya, çok doğru demişler onlar. İnsan da sevmem ben. Şimdi insan sevmem diyince öyle herkes üstüne alınmasın, anladınız ne demek istediğimi. İnsan sevmeyen bir insan olunca, tanımadığım insanlarla öyle havadan sudan muhabbet etmeye de pek hevesli değilimdir. Onun yerine uzaktan inceler, kendi kendime dedikodu yaparım. Çok da eğlenirim, peh.

Uzun süren gece yolculuklarında otobüslerde göze çarpan belli başlı tipler vardır. Bir de yanımda oturanlar vardır ki her otobüs yolculuğu öncesi korkulu rüyam olurlar. Ne zaman ki yan koltuğum boş giderim, o zaman dünyada benden mesudu yoktur.

Buyrunuz, yol arkadaşı tipleri ve alınması gereken önlemler:

Arka koltukta annesi ve babası oturan, hayattan nefret eden ve bangır bangır metal müzik dinleyen bunalımlı ergen:
Bu tip yol arkadaşları kendilerini, pencere kenarını özellikle seçmiş olduğunuz halde otobüse bindiğinizde yerinize kurulmuş dondurma yiyip sizin kulaklığınızı takışından ve "Ben geldim, orası benim yerim dostum" bakışınıza "Ne bakıyosun?" bakışıyla cevap verişinden ele verir. Tamam ben gelene kadar pencere kenarının sefasını sürebilirsin ama oraya yayılmak, dondurmanı yalarken bir yandan da müzik dinlemek de neyin nesi? Yine de yerinize geçmeyi başardıktan sonrası kolaydır. Bu tip yol arkadaşları yol süresince ve molalarda konuşmaya çalışmaz çünkü zaten "Evrensel Ergenlik Yasası" gereği benden çok nefret ediyordur insanlardan. Onun yerine mesajlaşmak ve müzik dinlemek gibi zararsız eylemlerde bulunur. Bu yolcuya nezaket gereği "Merhaba" ya da "İyi yolculuklar" demek zorunda değilsinizdir. Çünkü deseniz de duymazlar.

Hasta olduğunu iddia edip yerinizi kapmaya çalışan soytarılar:
Bunlardan ölümüne nefret ediyorum sanırım. Bunları "Ya benim hastalığım var da, ben pencere kenarında otursam olur mu, yol tutuyo da beni ondan yani, hastayım ben" diyişlerinden tanıyabilirsiniz. "Benim de hastalığım var, kusura bakmayın orası benim yerim" demek suretiyle yerinize ulaşabilirsiniz ama içinizden gelen "O zaman bileti alırken pencere kenarı deseymişsin, çok mu zor? Ben her seferinde boşuna mı soruyorum 'Pencere kenarı var mı?' diye? Salak mıyım ben?.." seslerini susturmanız zor olacaktır. Şahıs yerinizden kalkmamakta ısrar edecek olursa dışınızdan söylemeye korkmayın!

Konuşkan anaç teyze:
Şimdi insan sevmiyorum, insanlarla konuşmayı da sevmiyorum dedim filan ama bu teyzelerde kötü niyet yok aslında. Sadece sizin onun kızının okuluyla, oğlunun düğünüyle, yeğeninin yemek kursuyla filan ilgilenmediğinizi anlamaları için uzun bir gece yolculuğu yeterli olamadığından uyumanıza veya müzik dinlemenize engel olurlar ve bunu sadece konuşarak yaparlar. Bir yandan da sizin okulunuzu, ailenizi, babanızın ne iş yaptığını, neden gitmekte olduğunuz yere gittiğinizi filan öğrenmek isterler. Ne yazik ki henüz bu durumdan kurtulmanın formülünü keşfedemedim ama yine de fena değillerdir, yolculuk boyunca bu teyzenin resmen kızı olursunuz. Size yastığını verir rahat uyuyun diye, şalını verir üşümeyin diye, molalarda kollar otobüsü kaçırmayın diye.. Zararsız sayılırlar..

Konuşmayan depresif teyze:
Dikkat! Bu tiple ilgili bilmeniz gereken ilk şey konuşmamaya çalışmasının altında yatan nedenin biraz sonra kusma ihtimalinin yüksek oluşu olduğudur! Çünkü bir 'teyze' her zaman konuşmak ister. Konuşmuyorsa bir gariplik vardır. Mümkün olduğunca uzak durun, sakın konuşturmaya çalışmayın, gözünüz sürekli muavinde olsun, olası bir kusma durumunda seslenmek için.. Bu tipte yer problemi yaşamazsınız çünkü otobüse en son bu tip yolcular biner. Siz o zamana kadar çoktan yerinize oturmuş olacaksınızdır.

Evlenme çağı gelmiş, 'teyze' olma yolunda adım atmaktan çekinmeyen abla:
Bu tip de zararsızdır çünkü diyalog sayısını sizin belirlemenize izin verir, izin verdiğiniz kadar diyaloğa girer, konuşmak istemezseniz anlar, sizin okulunuzu, yaşadığınız yeri, ailenizi filan merak etmez.. İlgilenir gibi olursanız biraz kendini ve gelmekte olduğu düğünle gitmek üzere olduğu düğünü filan anlatır. Canınız sıkılıyorsa muhabbet edebilirsiniz. Bir de bu tipler kendi yerlerini bilmeleri sebebiyle tercih edilesidir.

Anarjist teyzeler:
Otobüste insanların haklarını gözeten anarşist ruhlu teyzelerdir. Bir olay olursa ilk yorum bu teyzeleden gelir. "Cık cık cık kadının yanına adamı oturtmuşlar ne ayıp"lar, "Ay o adam nasıl binmiş otobüse? Kimsesi yok muymuş nerden geliyomuş?"lar, "Ne diyomuş şu turist kız bi' çevirin bakim yok mu ingilizce bilen?"ler, "Daha demin uyardınız telefon kullanmayın diye kendiniz konuşuyorsunuz muavin bey"ler, "Kadın kusuyo kimse ilgilenmiyo"lar, poşet vermeler filan hep bu teyzelerdendir. Onlardan birinin yanında oturmak demek hep bir heyecan, hep bir adrenalin demektir. Tam uykuya dalacağınız sırada bi "cık cık cık" sesiyle uyanmanız işten bile değildir.

Arkadaş grubundan tek kalmış olan neşeli genç kız:
Bu tip hanım kızlarımız hemen yandaki koltuklarda oturan arkadaşlarıyla bütün gece fısır fısır konuşup ardından gürültülü bir kahkaha koyuvermek suretiyle kendilerince bir tür "pijama partisi" yaparlar. Uykudan ölmüyorsanız uyumanız zordur, ama uykunuz varsa size dokunmadıklarından çok da rahatsız etmezler. Yine de "Fısır fısır konuşmalarında uyurken yerinde durmayan kafamdan da bahsediyorlar mıydı? Acaba ona mı güldüler?" gibi paranoyalardan kurtulmak zordur. Kolay gelsindir.

Çocuklu yeni anneler:
Koltuklardan ırak olasıcalardır. Hiç bunlardan biriyle yan yana oturmadım, zaten çocuklu olunca teknik olarak imkansız oluyor sanırım ama eğer koridor tarafına oturacak kadar şanssızsanız bütün gece ağlayan bebek sesi ve oflayıp poflayan insanları dinlemekle geçer. Uyku haramdır. Tek tavsiyem müzik çalarınızın sesini sonuna kadar açmanız olacaktır.

Şimdilik bu kadar geldi aklıma ama bakınca şimdi baya bi' gelmiş aslında. Okuyacak sabrı olan otobüs yolcularına selam olsun buradan.

Seni de hiç özlemedim otobüs bozuntusu. Buradaki havaalanı tekrar kullanıma geçsin istiyorum artık. Sayın yetkili, ben araştırdım, o 6 fizikçinin öldüğü uçak kazasında kasıt, komplo filan yokmuş. Kaynaklarım sağlam. Valla bak. Noolur uçak teknolojisi buraya da gelsin artık noolur. Amin.

2 yorum:

  1. yanlız kendimi bulamadım ben !

    ben kendimide istiorum !

    YanıtlaSil
  2. Are you brave enough to face the truth?
    Yani insanların genel olarak senin hakkındaki ilk izlenimlerini biliyorsun..

    O değil de, Kamik Koç uzun gece yolculuklarında erkekle dişiyi yan yana oturtmama konusunda bir hayli katı, bilirsin. O yüzden yeryüzünde sana benzeyen bir insan olsa bile henüz benim yanıma oturma şerefine erişemedi.. Yaşamadığım şeyi de yazamam yani.
    Ama kesin çok gıcık olurdum sana :D

    YanıtlaSil