17 Ağustos 2009 Pazartesi

İlk mim

Pek sevgili Boş insan bana ilk mimimi bahşetmiş bugün. 2 hafta oldu ama gele gele mim geldi sadece. Neyse bu ayrı bir postun konusu..

Hangi şehirde yaşıyorsun?
İkametim "Güller diyarı"ndadır lakin geçen sene gibi önümüzdeki senelerde de hayatımın büyük kısmını İstanbul'da geçireceğim için Isparta'da ikamet etmekteyim ama İstanbul'da yaşıyorum diyebiliriz.

Mesleğin?
Madem ki adımız 'TDK Fahri Müfettişi'ne çıktı, o zaman buraya TDK'dan bir adet 'meslek' tanımı iyi gider.
Meslek:Belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş.
Tanıma göre, henüz 'belli bir eğitim' kısmındayım. Bu kısımda henüz 'para' kazanılmadığından bir mesleğim yok diyebiliriz.

Blog yazmaya başlama kararını nası aldın?
Bin tane cümleye başladım bu soruyu cevaplarken ama sanırım hiç biri doğru değildi. Sadece canım öyle istedi..

Ne kadar süredir blog yazıyorsun?
02 Mayıs 2009 Cumartesi tarihinden beri.

Blogunu ne sıklıkla ziyaret edersin?
Günde 2 kere filan sanırım. Canımın sıkılma katsayısına göre artış veya düşüş gösterebilen bir rakam bu tabi.

Bilgisayarını açtığında blogunu açmak kaçıncı sıradadır?
Hmm 4. sıradadır. Eheh.

Başka bir blog sayfasında görüp aldığın bir şey ya da gittiğin bir yer oldu mu ?
Henüz olmadı ama başka bir blogda görüp gitmek istediğim yerler mevcut..
Bir de Sarelle deneyeceğim Toslumbağa'nın yorumundaki tavsiyesine uyup. Hatta dün markette aradım, sadece bitteri ve fındık ezmesi vardı, almadım o yüzden.

Blogda hangi konularda yazmak seni mutlu eder?
Günlük yazmak bir şekilde hayatımın her döneminde varolmuştur. Unutmamak adına birşeylerin kaydını tutmayı ya da yazarak düşünmeyi severim. Eskiden online günlük yazılan bir sitede üyeliğim vardı, orda yazmayı bırakınca defterde devam ettim, şimdi de 'günlük tutma' ihiyacımı buradan karşılıyorum.. Ama sadece buradan değil ;)
Bunun dışında beni mutlu edecek şey herhalde bu yaz daha çok gezip, gördüğüm yerler hakkında yazmak olurdu ama kısmet..

Bloglarda gördüğün diğer blog arkadaşlarını eklemekte seni cezbeden ne olur?
Şimdilik tek kıstasım reel hayatta onları tanıyor olmam. Bazen tanıdıklarımı bile izlemiyorum gerçi. Yazdıklarını 'anlık' olarak öğrenmek istediğim, merak ettiğim kişiler olmaları diyebiliriz.
Ama bu başka blogları okumadığım anlamına gelmez. Gayriresmi olarak canım sıkıldığında okuduğum bloglarda beni cezbeden şeyler, yazıları sıkılmadan okuyabilmem, yazıların ilgi çekici olmaları, okurken sıkılmadan bilgi edinmem vs.. Peki ne cezbetmez? Bir 'TDK Fahri Müfettişi'(!) olarak yazılarda belirgin bir şekilde Türkçe'nin katledilmesi beni baya deli eder. Çok az takıntım vardır, bu da onlardan biri işte.. Bir de sık sık ve kısa kısa yazıların yazıldığı blogları pek okumam..

Blog aracılığıyla para kazanma fikrine nasıl bakıyorsun?
Negatif.

Blog arkadaşlarınla buluşma, bir araya gelme fikrine ne dersin?
Negatif.

Son zamanlarda hiç vakit ayıramadığım uğraşlarım?
Pilates. Eheheh. Ve kitap okumak. Evet.

Şu anda imkanım olsa gerçekleştirmek istediğim hayalim?
İnterrail.. Ya da çok yer görmemi sağlayacak herhangi bir şey. Gezmek istiyorum blog anlıyor musun beni?!?

Hayatınızda iyi ki yapmışım dediğiniz üç şey?
-Hep lisemden nefret ettiğimi söylerim ama iyi ki zamanında çalışıp fen lisesini kazanarak burdan bile küçük olan o ilçeden ailemizi kurtarmışım. Ama başka bir lise de olabilirmiş tabii.
-İyi ki babamı dinlemeyip bir sene daha ÖSS stresiyle uğraşmamışım.
-İyi ki uzun zamandır günlük tutuyorum. Sonra geri dönüp okuması çok güzel oluyor..

En sevdiğim yemek?
Ehehe. Sanırım bu soruya gerek yok. Yukarıdakı beyaz başlığı okumanız yeteri.
Bir de zeytinyağlı sarma tabii..

Ya ne çirkin bişeymiş bu böyle kendi kendinle roportaj yapıyo gibi sanki. Ben bile sıkıldım yazarken. Bundan sonra daha güzel mimlerle gelmeni diliyorum sevgili Boş insan. Bu sıkıcı mimi de kimseye yollamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder