20 Temmuz 2009 Pazartesi

Seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım universe.

Aslında sanılanın aksine çok alışveriş meraklısı bir insan değilim. Sadece alışveriş moduna girdiğimde biraz gözüm dönüyor, hepsi bu. Yoksa normalde birşey almam gerekse, yani almak zorunda olsam, üşenmeyip kalkıp gidip almam o şeyi. Mesela eylül(adidaslarım) çok eskidi bu ara. Zaten cırt cırt sürekli ses çıkarıyor. Bi' yenilemek gerek. Beğendiğim yazlık bir model de var aslında. Gördüm yani var burada inanmazsın. Ama gidip de almıyorum. Yok. Zaten ben beğendim ya kesin ertesi gün satılmıştır o. Yeşil elbise maceram gibi. Geçenlerde yine siyah bir elbise beğenmiştim plajda filan giymelik. İki gün önce filandır en çok. Bugün gittim baktım, alıcam yani o kadar. Tabi ki bedeni kalmamıştı. Yani şanssızlığa inanmıyorum ama bir güç var bence. Olsun ben de morunu aldım. Daha güzel oldu hem. Hıh.

Tabi şimdi alışveriş moduma girince, ufukta da tatil olunca iki kot etek ve bir şort da almadan çıkamadım. Planlanmamıştı, ama pişman değilim. Yine olsa yine yaparım.

Bir de aradığım kitabı bulamadım tabi ki yine. "Sipariş edelim" filan dediler "Hıhı biliyorum ben sizin siparişinizi" dedim, başka bir kitap alıp çıktım.

Burada merdivenli okul yolundaki tartıcı beyefendiyle çok seviyeli bir ilişkimiz var. Ne zaman oradan geçsem(ki bazen günde çok kere olmak üzere her gün geçiyorum oradan) aramızda aynı diyalog geçiyor:

-Tartılmayı düşünür müsünüz?
+Yok sağolun.
-İyi günler.

Hiç değişmedi bu diyalog.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder