18 Haziran 2009 Perşembe

Oldu canım

En son 5 sene önce oturmuştum o koltuğa. Çektiğim acıları bir ben bilirim. Kasap adam, 3 dişimi acımasızca oyduktan sonra pişkin pişkin "6 ay sonra bir daha gel, diğer 3 dişini de dolduralım" demişti. "Oldu canım" dedim. Dedigim gibi, o gun o koltuğa son oturuşumdu.

Ta ki o gün Bora'nın annesiyle tanışana kadar. Her şey çok münasipti. Bi' kere annemin arkadaşıydı, nazımı çekerdi, hiç kasap gibi de görünmuyordu, üstelik 5 yıl geçmiş, teknoloji ilerlemişti. Ben de eşşek kadar kız olmuştum. Acıyınca söyleyebiliyordum artık. Annem konuyu açınca hayır diyemedim. Vakit gelmişti.

Sonuç olarak seksen kere durdurdum kadını, yok "Bu alet çalışmıyor bi' işe yaradığı yok" demeler, yok pamuk koyunca kusmaya yeltenmeler falan.. En sonunda ilk dolgu tecrübesinde 3 dolgu yaptırmasına rağmen Kasap'ın "Kızın da çok dayanıklıymış" dediği ben, melek gibi kadının 1 dolguyla "Senin bu kızla işin zor valla" dediği insan oldum. Olsun varsın. Gözümden yaş gelmedi en azından.

Bir de dünyanın en tükürüklü insanıymışım ben, bunu farkettim(k).

Ve tabiki bir dişçi klasiği olarak, maceram "O iki dişine de iyi bak, olmazsa 6 ay sonra bir daha gelirsin, bi' bakarız" cümlesiyle son buldu.

"Oldu canım" dedim ben de. İçimden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder